Böbrek taşlarının tedavisinde asıl amaç minimal yan etki ile hastayı taşsız duruma getirmektir. Daha önceleri sadece açık ameliyatla tedavi edilebilen böbrek ve üreter (böbrek ile idrar torbasını birleştiren kanal) taşları, teknolojideki gelişmelere paralel olarak, günümüzde endoskopik (kapalı, kamera kullanılarak kesisiz yapılan) girişimlerle tedavi edilebilmektedir. Bunlar içinde en yeni teknoloji fleksible (kıvrılıp bükülebilen) üreteroskop (endoskopik alet) ve lazer kullanılarak, karın duvarından delik açmaksızın, idrar kanalından üreter (böbrek ile idrar kesesi arasındaki kanal) ve böbrek içine girilerek yapılan ve adına Retrograt İntraRenal Cerrahi (RİRC) denilen minimal invaziv (daha az yaralayıcı) bir yöntemdir.
Kıvrılabilen üreteroskoplar; 3-3,5 mm çapında, içinde optik mercekler veya dijital kamera kabloları ile taşın kırılması için lazerin yönlendirildiği çok ince bir kanalı olan aletlerdir. Böbreğin içindeki taşları rahatlıkla, ince çalışma kanalından geçen lazer kablo sistemi ile kırılabilir ve böbrek içindeki tüm odacıklara girilebilir. Özellikle endoskopik taş cerrahisindeki deneyimin artması ve teknolojideki gelişmeler ile böbrek içindeki 2-3 cm’e kadar olan taşları tümüyle kırarak temizlemek mümkün olmaktadır.
Hastaya bir kesi yapılmadan, idrar kanalından idrar torbasına girilir. İnce bir kılavuz tel yerleştirilir ve üstünden bir koruyucu çalışma kılıfı üretere (böbrek ile idrar torbasını birleştiren kanal) yerleştirildikten sonra bu çalışma kılıfının içinden fleksible üreteroskop ile böbreğe kadar ilerlenebilir. Taş kamerada görülür, ardından 230 mikron kalınlığında lazer teli fleksible üreteroskopun içinden ilerletilerek taşlar kum tanesi haline gelene kadar kırılır.
RİRC kan sulandırıcı kullanan, kanama riski olan, aşırı kilolu, kas veya iskelet sistemi deformitesi bulunan hastalarda, 3 cm’den küçük böbrek taşlarında, vücut dışından ses dalgaları ile taş kırma (ESWL) tedavisi ile kırılamayan böbrek taşlarında güvenle kullanılmaktadır.
Üreter orta, alt veya üst kısmında yerleşmiş taşların tedavisinde en büyük problemlerden biri taşın böbreğe kaçmasıdır. Fleksible üreteroskopi yönteminin uygulanamadığı dönemlerde, taşın böbreğe kaçması durumunda DJ üreteral kateter dediğimiz bir tüpü böbreğe yerleştirilip işlem sonlandırılır, taşın tedavisi daha sonra ESWL yöntemi ile tamamlanırdı. Elimizde fleksible üreteroskop teknolojisi bulunması taşın böbreğe kaçması durumunda, bu yöntemle taş geri kaçsa bile, böbrek içine girilerek taşa ulaşmamızı sağlamaktadır. Başka bir avantajı da hem üreter hem de böbrek taşına aynı anda müdahale edilebilmesidir. Özellikle üreter üst ucu taşlarında ESWL (ses dalgası ile taş kırma yöntemi) başarısı kısmen daha düşüktür ve çoğunlukla zaman kaybetmeden taşa bağlı tıkanıklığın giderilmesi gerekebilir. Böyle bir durumda üreterdeki taş alındıktan sonra, aynı taraf böbrekteki taşı da alınabilir ve hasta tamamen taşsız hale getirilebilir.
En büyük avantajı yüksek başarısıdır. Ayrıca, böbreğe doğal yoldan girildiği için, perkütan ve açık cerrahi gibi yöntemlerden farklı olarak vücutta kesi izi olmamaktadır. Böbrekte doku kaybı ve fonksiyon kaybına yol açmaz. Hastalar aynı gün veya ertesi gün taburcu olabilirler. Pelvik ve at nalı böbrek gibi, doğuştan böbrek anomalisi olan hastalarda uygulanabilir. Çok şişman hastalarda ESWL ve perkütan girişimlere göre daha avantajlıdır.