Çeşitli maddelerin böbreklerin içerisinde kristalizasyonu (taşlaşması) sonucu böbrek taşları oluşur. Çoğunluğuna, kalsiyum ve oksalatın birleşmesi sonucu ortaya çıkan taşlar neden olursa da, bazıları kalsiyum fosfat, ürik asit veya sistin gibi diğer kimyasal maddeler içerir. Bu taşlar böbrekte kalabilir, büyüyebilir veya böbrekten hareket ederek böbrekleri idrar torbasına bağlayan kanallara (üreter) düşerek şiddetli ağrı şikayeti yapabilir.
Genetik faktörler, şişmanlık, idrar yolu enfeksiyonu (struvit taşı), böbreğin yapısal bozuklukları, akımı kısıtlayan anatomik farklılıklar, beslenme alışkanlıkları, yetersiz sıvı alımı veya sıvı kaybı (sıcak ortam, sıcak iklim, ishal, alışkanlıklar), idrarda kalsiyum, sistin, okzalat, ürik asit gibi maddelerin fazlalığı, bazı ilaçlar,, geçirilmiş bağırsak ameliyatları, metabolik hastalıklar (hiperparatiroidizm, gut hastalığı), böbrek hastalıkları (renal tübüler asidoz, kistik böbrek hastalığı), yüksek tansiyon ve şeker hastalığı böbrek taşı oluşma riskini artıran faktörlerdir. Özellikle sitrat ve magnesyum başta olmak üzere pirofosfat, nefrokalsin, alanin ve glikoz amino glikan gibi idrarda belirli seviyede olması gereken ve idrarda taş oluşumunu önleyen maddelerin azalması taş oluşumunu artırır.
Erkeklerde kadınlara oranla en az üç kat daha yaygın olarak görülür. Daha önce taş düşüren insanların böbrek taşı rahatsızlığı konusunda çok daha dikkatli olması gerekmektedir. Böbrek taşı düşüren insanlarda yeniden taş oluşma olasılığı yüksektir. Bir kere taş düşüren hastalarında tekrar taş oluşma olasılığı bir yıl içerisinde %15, 10 yıl içerisinde %80'dir. Ailesinde taş öyküsü olanlarda taş hastalığı görülme olasılığı iki kat daha artmaktadır.
Böbrek taşı tedavi edilmediği takdirde böbreğin kaybına kadar giden bir süreç başlayabilmektedir.
Tekrar taş oluşumunu engellemek için öneriler:
Önemli not: Süt ve süt ürünlerinin hiç tüketilmemesi taş oluşum riskini azaltmaz. Kalsiyumdan yoksun diyetler uygulanmamalıdır. Süt, yoğurt, peynir gibi besinler makul ölçülerde tüketilmelidir
Uzun süredir tedavi amaçlı kullanılan, potasyum sitrat içeren haplar, idrarda sitrat seviyesini arttırmakta ve diğer maddelerin kalsiyuma bağlanmasını engelleyerek taş oluşumunu engellemektedir. Ancak yan etkilerinden dolayı uzun süreli kullanımları sınırlı kalmaktadır. Eskiden beri kullanılan bitkisel tedavilerin yanına umut veren yenileri eklenmektedir.
Güncel bitkisel tedaviler:
Yeni bitkisel tedaviler:
Asya mutfağının baharatlarından biri olan "Garcinia Cambogia" ise yeni önerilen bir tedavi yöntemidir. Bitkinin meyveleri Hidroksisitrik Asit (HCA) isimli maddeyi içeriyor. Garcinia Cambogia kalsiyum oksalat kristallerinin oluşumunu engellemektedir. Hatta bazı kristallerin çözüldüğü gözlenmiştir. Uzun süredir zayıflama için kullanılan bu bitkinin yan ektilerinden dolayı her bitkisel tedavide olduğu gibi dikkatli kullanılması gerekmektedir.
Güncel cerrahi girişim:
"Fleksible (kıvrılabilen) üreteroskopi" yöntemi kapalı böbrek taşı ameliyatıdır. Vücutta hiçbir kesi açılmadan, böbreğe kamera ile girilmesi nedeni ile "endoskopik böbrek taşı tedavisi" veya "Retrograt İntraRenal Cerrahi (RİRC)" olarak da adlandırılır. Bu işlem için kıvrılabilen çok ince (3-3,5 mm) bir teleskop kullanılır. Hastanın işeme deliğinden idrar torbasına girildikten sonra önce üreterden geçilerek böbrek içine ve sonrasında böbrekte kaliks adı verilen odacıklara ulaşılabilmektedir. Bu işlem esnasında cerrah ekrandaki büyütülmüş görüntü altında aletin uç kısmını kontrol ederek, böbreğin tüm odalarına girebilmekte ve lazer yardımı ile taşları kırabilmektedir. Endoskopik taş cerrahisinde deneyimli bir doktor; fleksible üreteroskopi ile böbrek içindeki 3 cm’e kadar olan taşları tümüyle kırıp temizleyebilir.